Kömürlü Termik Santrallerin İnsan Sağlığına Etkileri
Funda Gacal, Sağlık ve Çevre Birliği (HEAL)
Kömürlü termik santrallerin ne tür sağlık etkileri var?Kömürden elektrik üretimi havayı kirleterek insan sağlığını tehdit ediyor. Kömürlü termik santraller, iklim değişikliğinin başlıca nedeni olan karbon dioksit (CO2) emisyonlarının yanı sıra; gözle göremediğimiz ancak çok geniş bir alana yayılabilen parçacık madde (PM), azot oksit (NOx), kükürt dioksit (SO2), karbon monoksit (CO) ve uçucu organik bileşen (VOC) emisyonlarına da sebep olarak havayı kirletir. HEAL (Sağlık ve Çevre Birliği)’nin 2015 yılında yaptığı bir araştırmaya göre Türkiye’de PM maruziyetine atfedilebilen sağlık sorunlarının %20’si termik santrallerde yakılan kömürden kaynaklanmaktadır.
Hava kirliliğine hem uzun hem de kısa süreli maruz kalmanın insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerini gösteren önemli tıbbi bulgular vardır. Bronşit, amfizem ve akciğer kanseri gibi kronik solunum hastalıkları ve kalp-damar hastalıkları bu etkilerden birkaçıdır. Süreğen etkiler göğüs sıkışması, öksürme ve şiddetli astım krizleri gibi solunumla ilgili belirtileri de içerirken; hava kirliliği özellikle hassasiyeti olan çocukları, yaşlı insanları ve hastaları daha çok etkilemektedir.
Cıva kirliliğinin insan sağlığı üzerinde ciddi etkileri varKömürlü termik santrallerden salınan baca gazı içinde cıva gibi ağır metaller de bulunur. Bunlar ya solunum yoluyla doğrudan ya da besin ve su yoluyla dolaylı olarak alınabilir. Yoğun miktarda cıvaya maruz kalındığında çocuklarda bilişsel gelişim olumsuz etkilenebilir; fetüsün hayati organlarında geri dönüşü olmayan zararlar meydana gelebilir. Diğer bir deyişle termik santrallerin neden olduğu cıva emisyonları doğmamış çocukların bile sağlığını etkileyebilir. Bu nedenle termik santrallerden kaynaklanan büyük miktarlı cıva emisyonları insan sağlığı açısından ciddi endişe kaynağıdır.
Hava kirliliği asit yağmurları ile geniş bir alanı etkilerBacalardan atılan kükürt dioksit ve azot oksitler, hakim rüzgarlarla ortalama 2 – 7 gün süresince atmosfere taşınırlar. Bu zaman süresi içinde bu kirleticiler, atmosferdeki su partikülleri ve diğer bileşenlerle tepkimeye girerek sülfürik asit ve nitrik asit oluştururlar. Bunlar da yeryüzüne yağmur ve kar ile ulaşır. Böylece baca gazları ikinci kez ve daha geniş bir bölgeye etki etmiş olurlar. Bölgenin arazi yapısı ve hava koşullarına bağlı olarak, etki yüzlerce kilometreye kadar yayılabilir. Asit yağmuru denilen bu olgu yalnızca canlılar için değil, taş yapıtlar ve eski sanat eserleri için de önemli bir tehlike oluşturur.