Fotoğraf: Bobby Nick |
2015 yılında Paris’te düzenlenen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği 21. Taraflar Konferansı (COP21) öncesinde küresel iklim değişikliği rüzgarı esmeye başladı. Küresel sıcaklık artışlarını 1,5°C derecede sınırlamayı hedefleyen Paris Anlaşması’nın 2016’da yürürlüğe girmesiyle birlikte devletler, yatırımcı ve finansörler tarafından kömürden vazgeçme rüzgarına dönüştü.
Özel sektörden ilk sinyal, 2015 yılı aralık ayında Paris Konferansı’nın bir anlaşma çıkması kararı ile sona ermesinden hemen sonra, Avrupa kömür sektörü lobi grubu Euracoal’dan gelmişti. Türkiye’nin de üyesi olduğu Euracoal’ın Genel Sekreteri Brian Ricketts, üyelerine yaptığı bir açıklamada “Paris Anlaşması’nı zayıf temelli bir anlaşma olarak düşünmeyin. Bugünden itibaren fosil yakıtlar bir numaralı halk düşmanı olarak anılacak, kömür sektörü aktörlere de ‘köle taciri’ gözüyle bakılacak” demişti ve bu haber uluslararası gündemi epey meşgul etmişti.
Geçtiğimiz iki yıllık sürece baktığımızda Ricketts’ın sektörün geleceği için haklı endişelerinin gerçek sonuçlar doğurduğunu görebiliyoruz.
Kömürü yerin altında bırakabilmek için küresel enerji piyasasında U dönüş
2010-2016 yılları arasında kömürün küresel enerji kaynağı olarak popülerleşmesi söz konusuyken 2016 itibariyle bu tablo tam tersine dönmeye başladı. Global Coal Plant Tracker’ın (Küresel Kömür Santrali Takipçisi) yaptığı bir araştırmanın ‘End Coal’ web sitesinde yayımlanan sonuçlarına göre, kurulmak istenen kömürlü termik santral sayısı on yıllık eşi benzeri görülmemiş bir büyüme döneminden sonra 2016 yılında, aslen Çin ve Hindistan’ın değişen politikaları ve ekonomik koşullarına bağlı olarak, büyük bir düşüş gördü. Bu düşüş, inşaat öncesi planlama, inşaata başlama ve devam etmekte olan inşaat da dahil, kömürlü termik santral yapımının tüm aşamalarında yaşandı.
2017 Mart ayında yayımlanan küresel Yükseliş ve Düşüş 2017 raporunun 2016 yılı için bazı temel bulguları şöyle:
■ İnşaat öncesi faaliyetlerde %48, inşaatın başlamasında %62 ve devam etmekte olan inşaatlarda %19’luk düşüş yaşandı. Ocak 2016’da 1,090GW olan inşaat öncesi planlama aşamasındaki kömürlü termik santral kurulu gücü, Ocak 2017 itibarıyla 570GW’a düştü.
■ Çin ve Hindistan’da halihazırda, 100’den fazla proje şantiyesinde 68GW’lık santral inşaatı durdurulmuş durumda. Tüm dünyaya baktığımızda ise, artık inşaası durdurulmuş santral sayısının geçtiğimiz yıl yapımına başlanan santral sayısını geçtiğini görüyoruz.
■ Kömürlü termik santralleri, bugüne kadar görülmemiş bir hızda kapatılıyor; son iki yılda, başta Avrupa Birliği ve Amerika Birleşik Devletleri’nde olmak üzere, 64 GW kurulu güçte kömür santrali kapatıldı.
Ayrıca rapor, yeni kömürlü termik santral projelerinin devreye alınma hızındaki bu yavaşlamayla küresel ısınmayı endüstri çağı öncesi seviyelerin 2°C altında tutma olasılığının gerçekleştirilebilir olduğunu gösteriyor. Paris’te müzakeresi yapılan (sıcaklığı 2°C altında ve 1.5°C hedefleyen) uluslararası iklim anlaşmasının hâlâ mümkün olduğunu ancak mevcut kurulu gücün, özellikle tarihsel emisyon değerleri yüksek ülkelerde, daha hızlı bir şekilde kapatılması gerektiğini de ortaya koyuyor.
Yazar: Elif Gündüzyeli, Avrupa İklim Eylem Ağı (CAN-E)